“Ferdun, Hayyun, Kayyûmun, Hakemun, Adlun, Kuddûs”

   Gözler O’na erişemez. O’nun ilmi ise bütün gözleri ihata eder.

   (Gözlerin görmediği her şeye nüfuz eden, her şeyden haberdar olan) latîf ve habîr O’dur.

   Gerçekten Rabbim dilediği kimse hakkında latiftir (dilediği hususları çok güzel, pek ince bir tarzda gerçekleştirir). Şüphesiz O alîmdir, hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilen, tam hikmet sahibidir)”

   Görmedin mi ki Allah gökten yağmur indirir de yer yemyeşil oluverir. Allah latiftir, habîrdir (lütfu boldur, her şeyden haberdardır).

   Allah kullarına büyük lütuf sahibidir. Dilediği her kulunu, bir türlü rızıklandırır. O, pek kuvvetlidir, üstün kudret sahibidir.

   O yarattığı mahlûkunu hiç bilmez olur mu? (İlmi her şeye nüfuz eden, her şeyden haberi olan) latîf ve habîr O’dur.

   Bu halde iken Allah size yer yurt nasib etti, sizi yardımıyla destekledi, sizi temiz ve helâl şeylerle rızıklandırdı, ta ki şükredesiniz.

   Allah kendilerinizden, insan kardeşlerinizden size eşler yarattı.

   Eşlerinizden size oğullar, torunlar verdi ve sizleri hoş, güzel gıdalarla besledi.

   Allah O yüce Rabdir ki sizi yaratır, sonra rızıklandırır, sonra tayin ettiği vâde geldiğinde sizi öldürür, sonra da diriltir.

   Allah o yüce Zattır ki sizin için yeryüzünü yerleşme yeri, göğü de bir kubbe yapmış;size sûret verip sûretlerinizi de güzel kılmış ve sizi helâl hoş nimetlerle rızıklandırmıştır.

   Gerçekten Biz Âdem evlatlarını şerefli kıldık, karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar nasib ettik, onlara helâl ve hoş rızıklar verdik.

   Ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın. Sen dilediğin kimseye sayısız rızıklar verirsin!

   Muhakkak ki Allah dilediğine sayısız rızıklar verir.

   O nesneler mi üstün yoksa mahlûkları ilkin yaratan, sonra da tekrar hayat veren ve sizi gerek gökten gerek yerden rızıklandıran mı?

   Söyle onlara: “Göklerden, yerden sizi rızıklandıran kimdir? (Onların cevaplarını beklemeden:) “Allah’tır” de!

   Ey insanlar! Allah’ın üzerinizdeki nimetlerini hatırlayın. Düşünün; göklerden ve yerden sizi rızıklandıran Allah’tan başka bir yaratıcı mı var?

   Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona sıkıntıdan çıkış kapıları açar. Onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır.

   Nice canlı mahlûk var ki rızıklarını kendileri taşıyamazlar. Ama sizi de, bütün onları da rızıklandıran Allah’tır.

   “Ya Rabbî, burayı güvenli bir şehir yap. Buranın halkından Allah’a ve âhiret gününe iman edenleri çeşit çeşit mahsullerle rızıklandır!”

   Bizi rızıklandır, zira rızık verenlerin en hayırlısı Sen’sin.

   Onları her türlü ürünlerden rızıklandır ki Sana şükretsinler!”

   Şu kesin ki, Rabbin dilediği kimsenin nasibini bollaştırır, dilediğinin nasibini daraltır.

   İman edip yararlı işler yapanlara bir mağfiret ve çok değerli bir nasip vardır.

   O halde rızkınızı Allah nezdinde arayın, yalnız O’na ibadet edin ve O’na şükredin.

   “Allah’ın nimetlerinden yiyiniz, içiniz, O’na şükrediniz. Ne hoş bir diyar! Ne iyi, ne müsamahalı ve bağışlayıcı bir Rab!”

   Hâlâ şunu anlamadılar mı ki Allah dilediği kulunun nasibini bollaştırır, dilediğinin nasibini ise daraltır.

   Göklerin ve yerin hazinelerinin anahtarları O’nun yanındadır. Dilediğinin nasibini bollaştırır, dilediği kimsenin nasibini daraltır.

   Gökten yağmur indirip size rızık olsun diye, onunla türlü türlü meyveler ve ürünler çıkaran da O’dur.

   Zekeriyya onun yanına Mâbed'e ne zaman girse beraberinde yiyecekler bulurdu.

   Oysa tarafımızdan bir rahmet olarak Biz, onları her türlü ürünün getirilip toplandığı, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme’ye) yerleştirmedik mi?

   Gökten bereketli bir su indirdik. Onunla bahçeler ve biçilen ekinler, salkım salkım meyveleriyle ulu hurma ağaçları yetiştirdik. Bütün bunlar kullarımıza rızık vermek içindir. Hem o su ile ölü toprağa hayat verdik. İşte ölmüş insanların mezarlarından çıkışı da böyle olacaktır.

   Yeryüzünde kımıldayan hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah’a ait olmasın.

   Asıl bütün mahlûkların rızıklarını veren, kâmil kuvvet ve tam iktidar sahibi olan Allah Teâlâdır.

   Allahım! Bize, Kendi katından rahmet ve mağfiret ver. Bizim işlerimizi de doğru yola erdir.

   Allahım! İşimizde bize bir çıkış ve kurtuluş nasip et.

   Ey Yüce Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ve güzellik ver, âhirette de iyilik ve güzellik ver, ve bizi cehennem ateşinden koru!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

yarlığa bizi! ne demek?

O dünyada malın varsa sat baba